İnanç ve Dindarlık
At İzinin İt İzine Karıştığı Bir Dönemde ve Her Kafadan Ayrı Bir Fetva Çıktığını Düşünürsek Bazı Şeyleri Kendimizce Açıklama İhtiyaçı Duyuyoruz. Acizane Olarak Müspetleşen Düşüncelerimizin Fikriyatı İnşallah Akıllara Takılan ve Adeta Yara Olan Sorunların Da Merhemi Olacaktır Vesselam.
Öncelikle Şunu Belirtmek İsterim Ki, Bizlere Yapılan En Büyük İhanet Kavram Kargaşasının Yaratılmasıdır. Şöyle Ki, Bir Çok Değerli Kelimenin Temeli Hafifletilmiş Yerine Tam Tersi Manalar Getirilmiştir. Örnek Vermek Gerekirse,
‘Hırsızlık Yapanın Çapraz Elini Kesin!’
Kesmek Fiilinin İki Türlüsü Düşünülebilir Lakin İlk Akla Gelen Somut Kesmek Anlaşılır. Ancak Soyut Anlamda Yani Mana Derinliğinde Kesmek, Aslında Bir Kişinin Orasını Burasını Kesmek Değil, O Yola Tekrardan Düşmesin Diye, İslah Etmek, Engellemektir. Yani Kısaca Önünü Kes Demektir. Ayrıca Akli Olarak Düşünülürse Hırsızlık Gibi İnsana Yakışmayan Davranışlara Kimse Kendi İsteği İle Değil Mecburiyetten O Bataklığa Düşer. Yani Sistem Yetiştirmiştir Hırsızını. Kaldı Ki, O Kişinin Hayat İsyanı İçerisinde Olduğu Düşünülürse Eğer Madde Olarak Ellerini De Kesersek, O Kişiyi Toplumca Kazanamaz Aksine Nefretle Büyütürüz. Görüldüğü Üzere Akıl Nasıl Eğitildi İse Kelimeleri Hemen Öyle İdrak Ediyor Lakin Ciddi Hatalar Da Etmektedir. Ancak Daha Değerlisi ve Vahim Olanı İse Kesmek Fiili Maddeseler Yapılırsa Esas İslamiyete Zarar Verdiğide Aşikardır. Zaten Amaç Hırsız Değil İslamiyetin Önünü Kesmektir.
Konumuza Dönmek Gerekirse, İnanç ve Dindarlık Kelimeleri Hep Birbiri İle Aynı Gösterilmiştir. Burada Ki, Amaç İnsanları Yargılamak, Hakir Görmek, Kusurlarını Ayyuka Çıkarmak Olarak Görebiliriz. Oysa Ki İnanç ve Dindarlık Birbirinden Olduğunca Uzak Kavramlar, Manalardır. Bu Gerçek İslamiyeti Anlamayan Veyahut Kasıtlı Olarak Mutlak Dinimizi Akıllarda Bulandırmak Amacı İle Kasıtlı Olarak Yapılmıştır. Örnek Vermek Gerekirse;
Cumhuriyetimizin Kurucusu Olan, Her Daim Ağızından Türk Kelimesini Düşürmeyen, Canı, Malı, Herşeyi ile Vatanı İçin Mücadele Eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü Belirli Kesimlerin Zihninde Karalamak, Bazılarının Da Zihninde Tabulaştırmak Ve Bu Sayede Türk Kelimesinin Manasını Yitirmesi Arzu Edilmiş ve Başarılı Da Olunmuştur.
Kutuplaştırılmak İstenilen Aslında İnanç ve Türklük Kavramıdır. Oyun Budur. Çünkü Türk’ü Türk Yapan İnancıdır. Hal Böyle İken, Bazılarının Kasıtlı Manüpülasyonları Neticesinde Atatürk Zihinlerde Ayrıştırılmıştır. Radikal Dincilere; Deccal, Radikal Solculara Göre De Diktatör, Komunist, Devrimci Bir Lider Olarak Empoze Edilmiştir. Yani Sonuç Olarak Atatürk’ü Seviyorsan Dinsiz, Sevmiyorsan Dinci Olmuş Toplumda Yerini Almışsındır.
Senelerce Bu Oyun M.K. Atatürk’ün Ölümünden Sonra İtina İle Uygulanmıştır. Amaç Aslında Atatürk’ü Silmek Veyahut Yüceltmek Değil Tam Tersine Kimsenin Göremediği Türk’lük Kavramı Üzeriden Oyun Oynanmıştır. Esas Sahip Çıkması Gereken Gerçek Dindarlarken Ne Gariptir Ki, Atatürk’e Sol Zihniyeti Daha Sahip Çıkmış, Çıkarılmıştır. Tekrar Söylemekte Yarar Görüyorum Ki, Burada Ki Gerçek Amaç; Ne Atatürk’ü Yüceltmek Ne De Yerle Bir Etmek. Amaç Türklük Kavramını Zihinlerde Zedelemek.
Gelelim İnanç ve Dindarlık Kelimelerine.
Allah Birdir Lakin Herşeyi İle Birdir. Yani Sadece Ali, Mehmet, Ayşe, Fatma İle Değil Tümden Herşeyle Birdir. Tüm Kaninatı İnsanlar İçin Hazırlayan Allah; Hz. İnsanı’da Kendinden Ruhlandırıp, Can Vermiştir. Onca İhanet, Onca Nankörlük Karşısında Allah; Bıkıp Usanmadan Kullarına Nimetlerinden Vermeye Halen Devam Etmektedir. Tek Bir Muradı Vardır. İslamiyeti Yani Kendi Dini Olan Din-i İslamı Dünyaya Hakim Kılınmasıdır. Kullarından Sadece Bunu İster. Ne Kıldığınız Namaz, Ne Abdest, Ne Dua Vs. Hiç Birini İhtiyacı Yoktur. İstemezde. Sadece Öğüt VERİR! Kuranı Okuyanlar Bilir. Düşünen İnsanlar İçin Nice Öğüt Verilmiştir Der.
Yani Kısaca Namaz, Oruç, Zekat, Abdest, Dua ve vs.. Hepsi Onun İçin Değil aksine İnsanın Kendi İçindir. İşte Düşünen Akıl Burada Devreye Girer. Allah (c.c.) Kullarına Tek Bir Muradını Dile Getirmiş Lakin Öğütlerlede Bu Muradının Nasıl DAHA KOLAY, NASIL DAHA HIZLI BİR ŞEKİLDE OLMASINI DA BU ÖĞÜTLERLE Açıklamıştır. Yani; Tüm Yapılan İbadetler Aslında Allah İçin Değil Kullarının Daha Güçlü Bir Akılla Yaşayıp, Yanlış Yola Girmeden, En Küçük Bir Zaafiyetinde On Bekleyen Şeytana Yenilmemesi İçin Öğütler Verir. Verir Ki, Kulu Yapsın Yanımasın. Yani Kul Kendine Yapar Ne Yaparsa.
Şimdi Özetlemek Gerekirse;
İnanç; Allah’ın Birliğine Ve Yarattıklarına İmandır. Gönül İle Akıl Arasında Ki Bağdır. Yani Somut Değil Soyut Kavramdır. Bu Sebeple Görünmez. Hissedilir.
Dindarlık İse; Tam Aksine Somuttur. Yani İnsanın Kendi Yücelmesi İçin, Allah’ın Ona Öğüt Olarak Verdiği Sözleri Eksiksiz Uygulamasıdır. Yani Dindarlık Kişiyi Bağlayan, Kendi Gelişimi İçin Yapması Gereken Kavramdır. Ancak Bu Zamanda Gerçek Dindar Olabilmek Meziyet ve İncelik İster. Çünkü Şeytanın Her Koldan Saldırdığı İnsan Çoğu Zaman Asli Görevlerii Aksatır.
Sonuç Olarak; İnançlı Olmak İle Dindar Olmak Arasında Ciddi Farklar Vardır. Biri Görülür, Biri Gözükmez. Lakin Bizlere Öyle Bir Empoze Edildiki, Dindar Yani Tüm Somut Eylemleri Yapanın Gerçek İnançlı Yapmayanların İse Eksik Hatta Kafir Olduğu Öğretildi. İşte Burada Ki Amaç İslamiyetin İçine Fitne Fesat Sokmaktır. Kendi Görevlerini Yapmayan, Veyahut Yapamayanları Aşağılamak, Hakir Görmek Ayrımlaştırılmanın İlk Adımıdır. Oysa Ki, İnanç; Akıl İle gönül Bağının Sağlamlığını Tescil Etmek İçin Yeterlidir. İyi Bir Dindar Olmak İse Meziyet, Ciddiyet İster. Ancak Toplumda Nasıl Ki, Dindarları, İnançlılara Düşman, İnançlıları Dindarlara Düşman Edildi İse İşte Sürekli Olarak Bu İki Farklı Ancak Aslında Bir Olanı Bölmek İsterler.
Tüm Aldanmalarda Buradan Başladı. Sakalı Olan, Sünnete Tabi Yaşayan, Namaz Kılan vs. Herkesi İnançlı Sandık. Oysa Ki Aramıza Sızan Hainlerin Oyununa Geldi. Dindarlıkla İnançı Karıştırdır. İyi Bir Dindar Olmayanı İse Kafir Gözü İle Baktırdılar. Sonuç Herkes Biribirine Kızdı, Hiddetlendi. Lakin Büyük Resime Bakarsak Esas Olan İslamiyet İnancının Zedelenmesi Oldu.
İşte Atatürk’ü De Hep Bu Yerden Vurdular. İçki, Sigara İçmesi, Kaçamakları, Yaptığı Eylemleri ile Şekillendirdiler Kasıtlı Olarak. Sanki İnançlı İnsanlar Sigara, İçki İçemez, Yanlış Yapamaz, Zaafları Yoktur, Hatalar Yapamaz Tablosu Çizildi. Tabulaştırıldı. Çünkü Birileri Onu Bilerek Putperestlerin Oyuncağı Etti. Şekle Soktu. Ulaşılmaz, Hatasız İlan Etti. Sorgulanmazdı.
Oysa Unuttular Ki, Kendileri Namaza Dururken Bile Zina Ettiler Akılları İle. İşte Şekil Aklı Dediğimiz Budur. Şekline Bakarak İnsanları Yargılamak, Aşağılamak, Suçlamak Budur. Giydiği Kıyafete Göre Mana Vermek, Değerlendirmek PUTPEREST İNANCIDIR!
İnsan Bedeni Değildir Ki, Yargılansın. İnsanın Bedeni Evidir. Biri Pasaklı Olur Evine Bakmaz, Biri Titiz Olur Ciddiyetle Bakar. Lakin Kimin Son Nefesinde Ne Olacağı Bilinmiyorken, Onun Şekline Bakıp Yargılamak Aslında En Büyük Şirktir, Günahtır.
Kendi Kusurlarımızı Görmemek İçin Karşımızdakinin Kusurlarını Arar, Yüzüne Vururuz. İşte İnsanın Mükemmeliği İçerisinde Ki Zaafları Onu Her Daim Yanlışa Götürmüştür. İnsanları Oldukları Gibi Kabul Etmek, Beğenmediğimize Bakıp Sadece Çok Şükür Ben Öyle Değilim Demeyi Unuttuk, Unutturdular. Oysa Ki En Büyük Unutturdukları Şey, Şeytanın Asli Görevi, Ahlak-i Sıfatı :
BEĞENMEMEKTİR!
Velhasıl Sözlerimizin Sonuna Geldiğimizde,
Allah’ın Özel Olarak Yarattığı Türk’lük Şekle Girip Bir Irk Gibi Gösterenler, Bizleri Her Tür Yobazlığa Soktular. Oysa Türk’ün İman Olduğunu. Türk’ün Bir Mevcudiyetin Adı Olduğunu Unutturdular. Türk Müslüman, Müslüman Türk Olduğunu Sildiler Zihinlerden. İkisinin Ayrı Olduğu Asla Düşünülemez. Elbette Bu Gerçeği Bilmeyen Nice Türk Oğlu Türk Ben Türküm Ama Müslüman Değilim Diyebilir. Ya Da Ben Müslümanım ama Türk Değilim Der.Uzun Bir Konu İnşallah Onu Da Ayrı Bir Zamanda Anlatırım.
İşte Bu Gerçekler Doğrultusunda Mustafa Kemal Atatürk’ün Gerçek Bir Müslüman Olduğuna Adım Kadar Eminim. Çünkü Her Daim Ağızından Düşürmediği ve En Değerli Sözü Olan
‘ Ne Mutlu Türküm Diyene!’ Sözü İspattır. Gerisi Laftır. Vesselam.
Kürşat Burak Çağıl 